Pages

Cuma, Aralık 23

Evile - Five Serpent's Teeth

Merhabalar ! Bir albüm incelemesi ile birlikteyiz bugün arkadaşlar , tanıtacağım ilk albüm Megadeth - Thirteen olacaktı aslında ama tanıtımı uzun ve emekli bir uğraş olacağı için onu bir sonraki sıraya atmaya karar verdim. Tanıtacağım albüm Evile isimli İngiliz Thrash Metal grubunun 3. ve son albümü. 26 Ekim'de çıkan albümün kaydedildiği stüdyo ise Russ Russell. Yani efsanevi Dimmu Borgir'ın albümlerini yapan stüdyo. Yalnızca buradan bakınca bile başından başarılı bir albüm benim için.

Aynı zamanda çok genç bir grubun üçüncü albümü " Five Serpent's Teeth " Grubun tarihine bakacak olursak , grup vokalist Matt Drake ile baterist Ben Carter'ın bir araya gelmesi ile 2004 yılında kuruluyor. Bunun ardından 2007 yılında ilk albümleri olan " Enter The Grave " 'i çıkartıyor ve başarıları yakalamaya başlıyorlar. Değişik tarzları ve eski günlerin Thrash anılarını canlandırmaları , elbette bunda en büyük etken oluyor.



İlk albümün yakaladığı başarıdan sonra ünlenmeye başlayan Evile hızını kesmeden - yalnızca iki sene sonra - ikinci albümü çıkardı. Bu albümün adı Infected Nations'dı ve Evile bir stüdyo değişikliğine gitmiş ve ilk kez Russ Russell ile çalışmıştı. Albüm çıktı ancak bir talihsizlik yaşandı. Grubun Bass gitaristi Mike Alexander hayatını kaybetti ve grup onun adına konserlere çıktı. Bu sırada yeni bir bass gitarist bulundu ve üçüncü albümün hazırlıkları başladı.

Son olarak 26 Ekim'de üçüncü ve şimdilik son Evile albümü piyasaya sürüldü. Şimdilik başarılı bir albüm olarak görülüyor , benim de beğenimi kazanmış ve beni de bu incelemeyi yazmaya itmiş bir albüm. Şarkıların vokalleri kelimenin sözlük anlamıyla " cuk " oturmuş. Riffler ve aralaradaki geçişler muhteşem , soloları denecek söz zaten yok. Tek sıkıntım şarkıların biraz fazla tekrar etmesi yine de Buram buram Thrash Metal kokuyor.
Yine de deli oldum.





Son olarak müptelası olduğum yukarıdaki şarkıdan bir alıntı ;

" Purify your eyes
For you beg to be ever god’s size
We can end your cries
All we ask is that you join our cult. "


Müzikle kalın.

Çarşamba, Aralık 21

Sonunda !

The Hobbit : An Unexpected Journey'de sinema dünyasında Fragmanı ile yer aldı bugün. Beş sene önce 2006 Kasım'da kitabı elime ilk aldığımda anlamıştım zaten özel olduğunu. Çabucak okuyup , film dünyasına katılması gereken bir kitap olduğu düşünceleriyle Orta Dünya forumlarında cirit atmaya , kitabın konularını sloganlarımla doldurmaya başladım. Üzerinden yıllar geçti ve istediğim oldu. Yayınlanan fragmanı ellerim titreyerek açtım ve izledim. Fragman bittiğinde bile ben melül melül ekrana bakıyordum. İnanılmaz bir duyguydu bu. Bir rüyanın gerçek oluşu !




Fragman gerçekten muhteşem. Hele o ultra-epic şarkı yok mu. İnsanı deli ediyor , cücelerin söylediği şarkıları hep bir filmde görmek istemişimdir zaten. Özellikle Forgotten Realms'ın Icewind Dale Trilogy'sindeki şarkıları okudukça " Olsada dinlesek " diyordum bol bol , o olmadı. Ama Hobbit oldu !
 Umuyorum bu yeni bir başlangıç olur ve bu filmin yakalayacağı başarıdan sonra yeni fantastik filmler de çekilmeye başlar. Özellikle Dragonlance'in ilk 6 kitabı. İşte o zaman kendimden geçer giderim o yönetmenin elinden öperim. Son olarak..

Tekrardan Merhabalar Gandalf !

Vakit ayırdığınız için teşekkürler. Umarım Hobbit sizin için de benim için olacağı kadar anlamlı olur.

Çarşamba, Aralık 14

TES V - Skyrim - Anılar - Görüşler


Selamlar Tamriel ahalisi. Kuzey Tamriel'in ev sahipliği yaptığı TES V - Skyrim ile tekrar birlikteyiz. Dediğim gibi günlerdir oyun ile boğuşuyorum ve bulduğum her fırsatta oynamama rağmen ancak 50. saati tamamlayabildim. Size de bu 50 saat içinde yaşadığım olayları elimden geldiğince aktarmaya çalışacağım. İşte başlıyoruz..

Not : Resimlerin üzerine tıklarsanız normal boyutta açılacaktır.

Bir garipsin Tamriel
  
Oyunun ilk saniyesinden itibaren iliklerinize kadar donuyorsunuz. Oblivion'da ki ile benzer bir başlangıç var Skyrim'de de. Yine tutsağız , ve anlayabileceğiniz üzere yine kaçıyoruz..

Senaryo moduna bakacak olursak " epic " olarak tabir edebileceğimiz bir senaryoya ve düzene sahip oyun. Hangi quest'i yapsam , nereye gitsem , ne bok yesem ? Habire kafanızda bir soru işareti var. Güzel bir soru işareti.

Main Quest ile ilgili herhangi bir spoiler vermek istemediğim için çok yüzeysel geçeceğim , belli bir temposu olmayan , inişli çıkışlı bir main quest'i olmuş Skyrim'in. Genel olarak Ejderhaların geri dönüş sebebini araştırıyor , bu sırada Way Of The Voice ve Blades çatışmasına da şahit oluyoruz. Biri diyor bizden ol biri diyor bizden.

The Blades Oblivion'dan bildiğiniz üzere İmparator ve ailesini koruyan seçkin bir muhafızlar topluluğu , bu oyunda ise Dragonborn'u koruyacağız diyorlar. İmparator ailesinin her üyesininde birer Dragonborn olduklarını unutmayalım.

Way Of The Voice ise Ejder dilinde uzmanlaşmış , 7000 basamaklı bir dağın sonundaki bir Tapınakta yaşayan amcalarımız. Her birinde ayrı bir Gandalf havası sezdim aslında ama bunu hiç yadırgamadım. O 7000 basamağı tırmanırken karşınıza ne iblisler çıkıyor haberiniz var mı sizin ?




















Snowy Sabre Cat doğrarkene..

Oyundaki yaratık çeşitliliğine gelecek olursak yeterli diyebilirim , her bölgenin kendine has yaratıklara var öncelikle , örneğin dağda bayırda koştururken karşınıza bir kaplan atlarken buzulla dolu bir coğrafyada ( özellikle su kenarlarında ) önünüze bir su ayısı çıkabiliyor. Dungeonlar konusunda ise oyun Oblivion'u 4'e hatta 5'e katlıyor. Şimdiye kadar hiç bir Dungeon'ı iki kere göstermedi oyun bana , her yer mi farklı olur , her Dungeon mı farklı yaratılır. Helal olsun Bethesda.

















Görev imlecim ne kadar da tatlı duruyor...


Ejderhalar !

Ejderhalar şüphesiz oyunun en eğlenceli yanı olmuş. Kafanıza esip de çıktığınız herhangi bir sabah koşunuzda karşınıza çıkabilirler aman dikkatli olun. Evet , doğru duydunuz ! Ejderhalar haritanın herhangi bir yerinde herhangi bir zamanda spawn olabiliyorlar. Oyun çıktığında fark ettiğim bu özellik inanılmaz derecede hoşuma gitti ve etrafı keşfetme isteğimi de son derece körükledi.
Yani yürüyorsunuz , Skyrim'in engin ovalarında koştururkenki o sakin müzik birden hızlı bir tempoya dönüşüyor ve oyunun soundtrack'i çalmaya başlıyor. Arka plandaki Dovahkin ! Dovahkin ! sesleri ile havaya da girmemek zaten imkansız. Aniden arkanıza dönüp Ejderhaya kafa göz giriyorsunuz. Bu müzik çalarken " Bağırmayan taraftar s*ktirsin gitsin ! " diye bağırdığımı hatırlıyorum..


 
Öyle bakma orada çok kalmayacaksın...


Çevre


Oyunun atmosferine diyecek tek bir kötü kelimem yokken güzelliği , muhteşemliği , kusursuzluğu hakkında kitap yazabilirim. Bu konuda Bethesda'yı tekrar tebrik ediyorum. O kadar tesadüfi olay var ki oyun insanı kendine bağlıyor. O kadar ilginç olaylar oluyor ki , normal bir keşif gezisinde parçalanmış bir at arabası ve ölü insanları buluyorsunuz mesela , cesetleri aradığınızda birinden çıkan bir mektup size quest olarak geri dönüyor ve kazanın sebebini araştırıyorsunuz. Bundan iyisi oyun dünyasında var mı !?

Bir diğer Özellik

Oyunda ek olarak seçebileceğiniz factionlar var. Her oyundaki gibi Dark Brotherhood , Companions ( Fighters Guild'in Skyrim Ayağı ) , Mage College gibi özel factionlar var ancak bir yenilik daha gelmiş bu oyun ile birlikte. Bard's College. Eğer bir müzisyen , sanatçı olmak istiyorsanız gitmeniz gereken yer orası. Bunun dışında belirtmeden geçemeyeceğim , Oblivion'da ki Vampirliğe ek olarak önceki oyunlardan Bloodmoon ek paketinde olan Kurtadamlık getirilmiş oyuna. Bu özelliğe bir kurtadamın kanını içerek erişebiliyorsunuz. Günde bir kere kurta dönüşebilirken öldürdüğünüz bedenleri yiyerek 60 saniye olan bu süreyi uzatabiliyorsunuz. Şahsen bende kurtadamlığı tercih ettim ve memnun kaldığımı söyleyebilirim.
















Gecenin Efendisi...

Sonuç olarak ; Skyrim incelemesi aslında halen bitmedi , oyunun eksik yanlarına , buglara vs.ye değinmedim ve çok fazla screenshot da paylaşmadım , yukarıdaki screenshotlar yalnızca yüzlercesinin arasından seçtiklerimdi. Daha paylaşacağım çok anım , göstereceğim çok yer olacak. Takipte kalın efenim. İlgilendiğiniz , vakit ayırdığınız için teşekkürler. En kısa zamanda görüşmek üzere.

Fus Ro Dah !





Salı, Aralık 13

The Elder Scrolls V : Skyrim


Merhabalar ! İlk incelememiz olacak oyunu bir süredir düşünüyordum ve az buçuk bir fikrim de vardı , VGA ödüllerinin dağıtılmasıyla da fikrim kesinleşti. Oyunumuz yıllardır meyvelerini yediğimiz Elder Scrolls serisinin son kolu. Elbette bir Elder Scrolls daha gelecektir ancak IV ile V arasındaki sürenin 5 yıl olduğunu düşünürsek , daha bekleyeceğiz.


Oyun ile ilgili beklentim ve hevesim o kadar büyüktü ki oyunun ilk fragmanıyla birlikte geri saymaya başladım. 24 Şubatta yayınlanan Fragman zaten yüksek olan çıtamı daha da yükseltti. Açıkçası biraz korktum da bu durumdan , çünkü bir Elder Scrolls oyununun beni hayal kırıklığına uğratmasını istemiyordum , çıtam fazla yüksek olursa da bunun olması pek şaşırtmayacaktı açıkçası. Yinede yükseldi çıtam , yinede heryerde yılın oyunu olacak diyerek gezdim. Yanılmadım da. VGA 2011 ödüllerinde yılın oyunu Skyrim yılın stüdyosu da Bethesda Studios olarak seçildi. Rüya gibi bir haftasonuydu. Her neyse , işte fragman.



Fragmanı da paylaştığıma göre bu yazıyı burada noktalıyorum , yalnızca oyunla ilgili hislerimi paylaşmak istedim şimdilik. Çok yakında , hatta belkide birkaç gün içerisinden oyunun incelemesi hazır olacak. Şu aralar gördüğüm her ilginç şeyi screenshot'lamak peşindeyim. Yeterince ilginç şey bulduğumda inceleme sizlerle olacak. Vakit ayırdığınız için teşekkürler.

Fus Ro Dah !

WarzoneWizard

Herkese selamlar ! Buyrun buradan yakın.